The Elder Scroll V: Skyrim - Anise's Cabin

Üç beş kuruş ödül için yeni arkadaşımız Faendal ile Bleak Falls Barrow denen yere canımızı tehlikeye atmaya gidiyoruz ama girişteki haydutlar bizden daha güçlü olduğu için biraz güçlenelim öyle geliriz diyerek geri dönüyoruz. Güneye doğru gittiğimizde karşımıza böyle tuhaf şekillerde ölmüş insanlar çıkıyor. Yanlarında bir de scavenger var ama Faendal onu iki atışla yere indiriyor. Nekochan'da henüz doğru düzgün silah olmadığı için pek bulaşmamayı tercih ediyor. Daha sonra Riverwood'a döndüğümüzde üstündekileri satma amacıyla cesetleri soyuyoruz. 

Cesetlerin bazılarının Imperial, bazılarının da Stormcloak askeri olduğunu yakından bakınca anlıyoruz (mouse'u üstüne getirince yazıyor zaten). Ama neden burada çatıştıklarını ya da neden bu şekilde öldüklerini bilmiyoruz. 

Gerçekten çok tuhaf. 

Biraz daha ilerleyince bu teyzenin kulübesini buluyoruz. Teyze ufak bahçesinde çapa kazıyor. 

Teyze bahçeden çıkınca daha sonra satarız diye pırasalarını lahanalarını falan topluyoruz. 

Teyzeyle konuşmaya kalktığımızda son derece kibar bir şekilde "Git kendi işine bak beni rahat bırak" diyor. Ama bu teyze bu dağın başında tek başına ne yapıyor? Tamam daha elden ayaktan düşmemişsin de, yaşlı başlı kadınsın, ayısı var, kurdu var, hırsızı haydutu var, daha iki adım ötende millet birbirine girmiş, sen kendini nasıl koruyorsun? 

Madem o kadar yalnız hissediyorsun, 100 metre ileride Riverwood var, git orada yaşa? Evinin kapısı bile yok zaten, içeriyi bok götürüyor. Bu teyzede anormal bir şeyler var. 

Girişte hemen sağda simya ile ilgili malzemeler görüyoruz. Teyze galiba bu tarz işlerle uğraşıyor. Bir tane de soul gem var ama boş mu dolu mu bilmiyoruz. 

Teyzenin yatağının ayak ucunda böyle bir kitap görüyoruz. Okuyunca simya skill'imizi yükseltiyor. Ama ortalıkta ne bir simya laboratuvarı var ne de ona benzer bir şey var. 

Sol tarafta böyle bir şey var. Yatağın yanındaki altın kesesini de gözümüzden kaçırmıyoruz. 

Hmmm. İçeri girince anlıyoruz ki bu teyze simya üzerine bazı çalışmalar yapıyor ama nedense gizli tutuyor. 

Sağda teyzenin yazıp bıraktığı bir mektupla çeşitli simya malzemeleri var. 

Teyze mektubu Helgi diye birine yazmış. Kimdir kimin nesidir bilmiyoruz ama teyzemiz ona diyor ki bırak çocuğunu gel benimle ormanda yaşa. Zaten kız kardeşim de yakında gelecek birlikte cadılık işleri yapalım. Anladığımız kadarıyla teyzemiz bu konuda çok ısrarcı. 

Yukarı çıkınca teyze anlamsız bir şekilde bize saldırmaya başlıyor, hem de alevli malevli. Yani sırrını öğrendik de ne oldu, ülkenin yarısı zaten büyü müyü işleriyle uğraşıyor, büyü kitapları işportacılarda falan satılıyor. Simya desen o da aynı. Hem seni yetkili mercilere şikayet etsek ne olacak? Ülkede iç savaş var senin cadılıklarının derdine mi düşecek millet? 

Neyse, teyzeyi tek vuruşta indirip içeride ne var ne yok çalıp yolumuza devam ediyoruz.