Elder Scrolls V: Skyrim - Riverwood


Kimi takip edersek edelim sonunda geleceğimiz yer burası oluyor. 



Girişte genellikle Sven denilen çalgıcının annesi bizden pek hoşlanmışa benzemeyen Hilde isimli teyzeyi görüyoruz. Teyze oyunun sonuna kadar bizden nefret ediyor. Herhangi bir questle de alakası olmadığı için ilerleyen zamanlarda gizlice öldürülmesinde bir sakınca olmadığını düşünüyorum. 

Önce kiminle gitmeyi seçtiğimize bağlı olarak o kişinin akrabalarının evine gidiyoruz. Bu kişiler Hadvar için amcası ya da dayısı demirci Alvor, Ralof için ise ablası oduncu Gerdur oluyor. Eğer Alvor'un evine gidersek evde bize imparatorluğu övüp Stormcloak'ları kötülüyorlar. Gerdur'un yanına gittiğimizde de tam tersi şeyleri duyuyoruz. 



Köyde Embry isimli bir amca var. Oyunda karşımıza çıkan ilk ayyaş da bu kişi. Eğer buna alkol içerikli bir içecek verirsek nedense bizimle birdenbire kanka oluyor. Bu amcayı bazen arkasındaki meyhanenin içinde de görebiliyoruz. Açıkçası bu tarz amcalara içki vermenin bizim çıkarımıza yarayacak herhangi bir şeyi yok. O yüzden bu kısım atlanabilir. 



Köyde Frodnar ve Dorthe adında iki tane de çocuk var. Frodnar Gerdur'un oğlu, Dorthe ise Alvor'un kızı. Nedense bu oyundaki çocuklarda ilginç bir özgüven var. İlk kez karşılaştığımızda Frodnar bize "Hadi yine iyisin yeni olduğun için sana pek bişey yapmayacağım ama tersim pistir dikkat et" minvalinde bir şeyler söylüyor. Dorthe ise demirci babasının çırağı olduğuna dair şeyler söylüyor, diğerine kıyasla daha yumuşak huylu bir çocuk. 



Frodnar sayesinde oyunda çocukların ölümsüz olduklarını ve onlara vurduğumuz takdirde acı bir sonun bizleri beklediğini de öğreniyoruz.



Çocuk nüfusunun birden fazla olduğu diğer yerleşim birimlerinde de olduğu gibi buradaki çocuklarla çeşitli oyunlar oynayabiliyoruz. Oyun oynamayı genelde kendileri teklif ediyor. 



Doğal olarak bizden daha yavaş koştukları için bazen sıkıcı hale de gelebiliyor. 



Köyün girişinde, hemen solda demirci Alvor bulunuyor. Alvor'a Helgen'den kaçarken topladığımız silah, zırh gibi şeyleri satabiliyoruz, ya da paramız varsa ondan bu tarz şeyler alabiliyoruz. Bazen de bize demircilik zanaatiyle ilgili basit şeyleri öğretebiliyor. (Ama öğretmediyse de sıkıntı değil, Whiterun'daki Adrianne'den de öğrenebiliyoruz.)



Alvor'un eşi Sigrid'i gündüzleri Gerdur'un evinin yakınlarında ufak bir bahçede çapa kazarken bulabiliyoruz. Ama eğer karakterimiz kadınsa yanına yaklaşınca şöyle bir şey diyor: 



Yani diyor ki "Güzelsin hoşsun hakkını yiyemem ama kocam Alvor'dan uzak dur tmm mı :S". Ya kusura bakma da senin o mendebur kocana kim baksın? Demirci adam gelir düzeyi yüksektir diye adamı kapatmışsın diyebileceğimiz bir şey yok ama git önce o kocana söyle de yüzünü bir yıkasın. 



Hayır yani evinin dibinden kocaman nehir şakır şakır akıyor, adam bir kere demiyor suratıma iki su çarpayım da temiz olayım diye. 



Konuşma tarzından ve tavırlarından anlaşıldığı üzere Gerdur bu köyün muhtarı gibi bir şey. Zaten yürüyüş tarzı da köy muhtarı havasında. Eşi Hod da Gerdur'un yanında çalışıyor. Onun konuşmalarından da hanımcılık müessesesini başarıyla temsil eden bir bey olduğu anlaşılıyor. Kestiğimiz odunları Hod'a satıp makul miktarda bir gelir elde edebiliyoruz ama Riverwood köyünde odun kesme baltası bulabilmek imkansıza yakın bir şey. Ben aradım bulamadım açıkçası belki de gözümden kaçmış olabilir, bilmiyorum. 



Köydeki Sleeping Giant meyhanesindeki meyhaneci Orgnar ile çeşitli gıybetler yapıp yeni questler edinebiliyoruz. Aynı zamanda Helgen'den ya da sağdan soldan topladığımız yiyecek içecek gibi şeyleri de satabiliyoruz. Ben daha çok evlerin dışındaki fıçılardan topladığım şeyleri satıyorum ama bu işi yaparken yanımızdan birileri geçiyorsa laf yiyebiliyoruz (özellikle Gerdur ağır konuşuyor). 



Meyhanenin sahibi de Delphine isimli bu teyzemiz. Orgnar'dan oda kiraladığımızda bize yatağımızı falan gösteriyor. 



Meyhanede bir de Sven diye bir çalgıcı var. Orgnar'dan edindiğimiz gıybete göre Sven Faendal isimli Wood Elf ile aynı kızı seviyor. Zaten kendisiyle konuştuğumuzda bu konu da bir şekilde açılıyor, bize de Camilla'ya vermemiz için Faendal'ın ağzından yazdığı sahte bir mektup veriyor. Mektubu direkt Camilla'ya verdiğimizde Camilla Faendal'ın arkasından fena konuşuyor. Ama mektubu Camilla'ya vermeden önce Faendal'a gidip Sven'i ispiyonlarsak o da vay şerefsiz diyerek Sven'in ağzından yazdığı sahte bir mektup veriyor. Mektubu ne ara yazıyor hiç bilmiyoruz. Eğer Faendal'ın mektubunu Camilla'ya verirsek kız bu kez de Sven'e sövüyor. Neyse, bunun dışında Sven'den istek parça ricasında bulunabiliyoruz ve questlerimize Sven'in mezun olduğu çalgıcılar okulunu bulmayı ekleyebiliyoruz. 



Şimdi Camilla için bir seçim yapmadan önce bu iki karakteri karşılaştıralım. Sven tip olarak Faendal'dan daha düzgün olsa da anadan oğula nesil olduğu için biraz itici bir havası var, Faendal ise daha naif bir kardeşimiz. Sven eğitimli bir çalgıcı, kendi işini yapıyor, kendi çalıyor kendi kazanıyor, Faendal ise Gerdur'un yanında ırgatlık yapıyor, üç beş kuruşa odun keserek yaşamını sürdürmeye çalışıyor, eğitim düzeyi hakkında ise herhangi bir bilgimiz yok. Sven standart bir çalgıcı olduğu için kavga dövüş işlerinden pek anlamıyor, kavgaya çağırılacak bir adam değil yani, zaten sanatçı adamın kavga dövüşle ne işi olur. Faendal ise bir Wood Elf olarak doğuştan bir avcı ve okçuluk becerisine sahip biri. Ayrıca kendisine yardım ettiğimizde bize belli bir ücret karşılığında okçuluk dersleri verebiliyor ve istediğimiz zaman seyahatlerimizde bize eşlik edebiliyor. Yanımızda bir okçunun bulunması, özellikle de melee silah kullanmayı tercih ediyorsak bizim için büyük bir avantaj olabilir. Sven de istediğimizde bize eşlik edebilen bir karakter ama Faendal'ın yanında bu açıdan çok zayıf kalıyor. Bu yüzden kendi çıkarımızı düşünerek Faendal'a yardım etmek en doğru seçenek gibi görünüyor. Gerisini Camilla kendi düşünsün. 



Sonuç olarak Faendal'a yardım etmeyi seçip Camilla ve abisinin işlettiği Riverwood Trader isimli dükkana gidiyoruz. 



Dükkana girer girmez Camilla ve abisi Lucan'ı hararetli bir tartışma içinde buluyoruz, ailevi meseledir, karışmayalım desek de Lucan bizi zorla olayın içine sokuyor. Anlattığına göre dükkana hırsızlar girmiş ve Golden Claw denilen bir şeyini çalmışlar. O şey çalındığından beri adam bir rahat huzur yüzü görmemiş, gözüne uyku girmemiş. Bizden de bulmamız için rica ediyor ama nasıl oluyorsa çalındığı yeri de biliyor. Cebimize birkaç altın girsin diye kabul ediyoruz. 



Camilla da bizden hayır duasını eksik etmiyor. Faendal'ın mektubunu verdiğimizde "Sven'in Allah belasını versin." diyor. Sonra da bize gerizekalı muamelesi yaparak "Gel sana yolu göstereyim" diyor ve bizi köyün çıkışına kadar götürüyor. 



Yeteneklerimizi geliştirdikten sonra bu teyzeyi öldürmek için Riverwood'a geri dönmek üzere köyden ayrılıyoruz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Elder Scrolls V: Skyrim - Nekochan'ı Dövmeye Geliyorlar

The Elder Scroll V: Skyrim - Anise's Cabin